Scroll Top
logo_02

Basına ve Kamuoyuna… 

Yakın zamanda TBMM’ye sunulması beklenen 6. Yargı Paketi taslağının içeriği hükümet medyası tarafından gayri resmi olarak kamuoyu gündemine servis edilmeye başlandı. Hükümetin, taslağı meclise getirmeden önce bu yolla nabız ölçtüğünü ve kamuoyunu hazırladığını çok iyi biliyoruz. Bu nedenle 6. Yargı Paketi’nde olması muhtemel nafaka düzenlemesine karşı tüm kadınlarla ve kadın örgütleriyle birlikte omuz omuza olacağımızı, mevcut kazanımlarımıza sahip çıkarak daha fazlası için mücadele edeceğimizi en başından duyurmuş olalım.

Yapmak istediğinizin farkındayız, BOYUN EĞMEYECEĞİZ!

Boşanma davasında verilen yoksulluk nafakası evliliğin sona ermesinde “kusurlu” olan tarafça, evliliğin sona ermesiyle birlikte “yoksulluğa düşecek” olan tarafa ödenmektedir. Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak, evliliğin sona ermesinde kusursuz olan ve boşanmayla birlikte yoksulluğa düşen taraf kadınlar olmaktadır. Bu değerlendirme yargılama esnasında mahkeme tarafından yapılmaktadır, peşinen kabul görmüş bir hüküm değildir.

2. Yargı paketi ile gündeme getirilen nafaka ödeme süresine “üst sınır” konulması ya da evlilik süresi kadar nafaka ödenmesi formülleri, halkın ve kadın örgütlerinin karşı koyması ve mücadelesi sonucu rafa kaldırılmıştı. Adalet Bakanlığı’nın 6. Yargı Paketi ile bu formülü “sosyal devlet ilkesi” sosuyla revize ettiğini ve  nafaka ödemek zorunda olan eşin, evlilik süresi kadar nafaka ödemesi, bu sürenin sonunda ise devlete nafaka ödeme yükümlülüğü getirilmesi formülü üzerinde durduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Devlet bütçesinden karşılanması planlanan sonraki nafaka ödemelerinin ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynaklarından karşılanması planlanıyormuş.

Emekçi halkın vergileri, elbette yine emekçi halka hizmet etmelidir. Çalışma hayatından koparılıp evin içine hapsedildiğinde dahi değer üreten, yaşamın yeniden üretilmesini sağlayan kadınlara tüm toplum borçludur. Bu nedenle kadınlara devlet bütçesinden ayrılacak her pay, hak ettiklerinin çok daha azıdır, bunu tartıştırmayız. Ancak 6. Yargı Paketi’nde hükümetin niyeti bu borcu ödemek değil, boşanmayı güçleştirmek ve kusurlu erkeği azat etmektir.

Niyetleri nafaka hakkının süresini kısıtlayarak göz korkutmak, kalan süreyi devletin üstleneceği gibi belirsiz bir iddiayı ortaya salarak suyu bulandırmaktır.

Bugüne dek nafakasını tahsil edemeyen kadınların sorununu çözmek konusunda güvence verdiler, somut adım attılar mı? Mahkemelerce hükmedilen yoksulluk nafakası aylık 500 TL’yi geçmezken, bu 500 TL’yi almak için de zaten yoksul olan kadın yeniden yargılama gideri ödeyerek, ayrıca şikayet davası açmaya mecbur bırakılırken ve bu şikayete rağmen de hakkını alamıyorken kadınların yanında oldular mı? Hayır.

Devletin mağdurun yanında olmak yerine kusurlu tarafın yanında yer alması, bizzat cinsler arasında taraf tuttuğunu göstermektedir. Mevcut nafaka düzenlemesine alternatif olarak getirilen her formülde hükümet, hali hazırda kadınlar aleyhine dengesiz olan adalet terazisinde erkek kefesine bir ağırlık daha koymaktadır.

İstanbul Sözleşmesini fesheden, kadınları şiddete karşı korumayan, var olan kanunları uygulamayanlara neden güvenelim?

Güvenmiyoruz! Esas dertlerinin yoksulluğa düşen tarafın sorumluluğunu üstlenmek değil, boşanmayı güçleştirmek ve mevcut erkekliği koruma altına almak olduğunu biliyoruz.

Hükümete sesleniyoruz. Boşanmanın ertesinde kadınların mağduriyetini engellemek istiyorsanız kadınların önce hayatta kalmalarını sağlayın! Sonra istihdam edin, barınma sorunlarını çözün, çocukları için bakım hizmeti verin. Ondan sonra nafakayı tekrar konuşalım! Bu sorunları çözmeden de bir daha nafaka tartışmasıyla kapımıza gelmeyin!

Yapılması gereken mevcut kanuni düzenlemeyi muhafaza edip, yasanın uygulanmasını sağlamak, özellikle mağdur olan kadınlar lehine bu alanda gerçek mücadele yürüten kadın örgütlerinin katkılarıyla mevzuatı ve uygulamayı güçlendirmek ve bunu yaparken kadına “sahip çıkılması gereken” bir nesne gözüyle değil, hür ve bağımsız, eşit yurttaş olduğu bilinciyle yaklaşmaktır.

Kadınları yoksulluğa düşüren ve eşitsizliği derinleştiren sistemle mücadele etmek uzun vadede tek çözüm yoludur. Bu ülkenin mücadeleci kadınları ne sinsi formüllerinize kanar, ne de sadakaya muhtaç etmenize izin verir.

Nafaka hakkına el sürmenize müsaade etmeyeceğiz!

ÖNCE ÇOCUKLAR VE KADINLAR DERNEĞİ 

13/01/2022, Genel Merkez

bir yorum bırakın